Dans Ayakkabıları

Loading

Bir ustanın ellerinden çıktım,şimdi seneler oldu ki güzel bayanların ayaklarını süslüyorum.Ne var ki geçmişe dönüp baktığımda,özellikle doğumuma dönüp baktığımda,daha mutlu olduğumu görürdüm daha genç,yeni tecrübesiz bir ayakkabı olmam rağmen.Zor beğenildiğim günlerimi aklımdan çıkaramam,gitmezler.Ne zaman ki en çok rağbet gören bir ayakkabı oldum;beğenilmediğim,daha yepyeni olan kaliteme rağmen tozların arasında genç yaşımda çürüdüğüm vaktimi unuttum.Her şey unutmakla başlar ve biter.Bir başlangıçtır unutmak,aynı zamanda bir bitiş.En iyi dansçıların ayakları altında olmam benim için bir gururdu,buna rağmen gurur hatıralarıma ters düştü.O zaman,o gurur olamazdı.O anki sarhoş halim yüzünden olmasından haz duyduğum bir duyguydu,geçici ve dünyevi bir rüyadan ibaretti.

    Hiç farkına varamadım,güzel kadınlar niye ayaklarını süslemem için benim peşimdedirler,hiç farkına varamadım kendimi kaptırdığım geçici rüyalarım yüzünden.Farkına varmam mümkün değil idi,niye ayaklarının altında kalmaya mahkumdum.Kendimi kaptırdığım rüyalar maddiyattan oluşuyordu,gözlerimi bulanıklaştıran değerli taşlardan,hayranla baktığım güzel çehrelerden başka değildi görüş alanım.Anlayamazdım sonuçta,görüş alanım kapalıydı,kendimi bile göremedim hiçbir zaman.Ne zaman ki maddi olan her şey’in bozulma,çürüme vakti gelir makyajlı gururumun da,gözlerimi ondan alamadığım rüyalarım da bozulmaya başladı.Gerçek acı yüzü ile yavaş yavaş karşıma çıkmaya başladı.

   Beni bir zamanlar özenle inceleyen,en güzel yaşları ve kumaşları benim için hazırlayan ustam bile benim eskidiğimi ve beğenilmeyeceğim düşünmeye başlamıştı.Öyle bir gurur kaplamış idi ki beni,kendimden çok sevdiğim,her sözünün altın değerinde olan ve hiçbir zaman unutamayacağım ustamın sözlerine rağmen ruhumu istila eden gurur beni ona da düşman ettirdi.Her geçen gün bayanların zevklerine hitap edemediğimi görünce kendime düşman aradım,gururumun ihtiyacı idi,ben ona yetmiyordum yaşaması için sevdiklerime karşı beni düşman etmesi lazım geliyordu.

  Kabullenemiyordum,oradan uzaklaşmanın ve bayanların beni bırakmalarını dünyada kabullenemezdim.O makyajlı hayatı ve bayağılılığı terk etmek bir uzvumu kesmek gibi yıkıcı bir etkiye sahipti.Kendimi maddiyata bağlamıştım ve farkında değildim,benim için bir gereksinim gibi gözükmekteydi.Uyuşturucudan başka bir şey olamazdı bu.Fark etmeden kendimi uyuşturmuştum aslında,gözlerim kapalıydı senelerce.

   En üzücü ve yıkıcı zamanlarımdan idi artık bazı gerçeklerin-mesela yalnız ortamın bana değer biçtiğinin ve dans pisti olmaksızın bir kaç yüz liradan başka bir şey olmadığımın-farkına vardığımda.O gururu birden bırakamazdım,roller oynamaya başladım,tam anlamıyla etrafımda bulunan her varlığa hor gözle bakmaya başladım.Benimle alakası olsun olmasın,kedisinden tutun insanına etrafımda bulunan her şeyden tiksinmeye başladım.Artık gururumla başabaş idim.Ben ona sahip olduğum için mutluydum,o da bana.Gerçek şu ki,senelerce bu böyleydi.Etrafımda dönen onca şey,onca gösteriş ve rötuş gururumun maddiyatlaşmasıydı.Bu anın tek farkı şu idi ki,saf gururumla başabaş idim.

   Gelin Şimdiye dönelim beraber,hayatta aslında ne kadar güzelliklerin var olduğunu ve yaşamın anlamını sonunda fark edebildiğimi belirtmeden geçemeyeceğim.Beni kendi özümden uzaklaştıran bayağılılıklardan arınmam hayatın ne kadar uçsuz bucaksız bir serüven olduğunun farkına varmama yaradı.Bu satırları çok pasaklı bir halde yazmaktayım.Her gelenin bakıp geçtiği gibi de benim güzel elbiseler altında,sonu gözükmeyen pistlerde dans ettiğim ,şaşalı hayatımın sonu da geldi elbette.Artık eskidiğimin anlaşıldığı,bir işe yapamadığımın görüldüğü gün güzel pistlere giderken sadece ayakkabı çantamın köşesinden baktığım sokak ile ilk defa tanıştım.Eski püskü ayakkabılara denk geldim, orada bulunmayı kendimi yakıştıramadım ilk günlerimde.Demek ki hâlâ kabullenemiyordum,göz boyayan gururumu

bırakamıyordum.Ne var ki zaman gerçekten çok büyük bir merhem olduğunu tekrar gösterdi günler ardı ardına geçip gider iken.Yağmur,çamur,toprak,rüzgar beni kendi farkıma vardırdı.Aslında,bir ayakkabıdan başka bir şey olmadığımı,ortam değişse bile benim hep ayakkabı kalacağımı hatırlattı.Dansçılar da hep dansçı,değerli mücevherler mücevher,en pahalı elbiseler de elbise kalacaktı nihayetinde en güzel ve uçsuz bucaksız pistlerde olsalar bile.Özüme döndürdü gerçekleri,zorlukları görmem,benim gözümü boyayan gururumu hayatımdan uzaklaştırdı.

    Anlayabiliyorum artık herkesin dilinden,bakabiliyorum herkes gibi dünyaya;gururum olmaksızın yaşayabiliyorum zincirlerimden arınmış bir şekilde,ruhumla hissederek yaşıyorum ve gerçekten yaşadığımı hissediyorum,bir sokak çocuğunun beni gördüğünde yüzüne yayılan gülümsemeyi.Gözümü hiçbir güç boyayamaz artık,hiçbir gurur giremez görüş alanıma.Gerçekleri anlayabilenin gururu olamaz bu kainatta.

5 1 vote
Yazıyı Puanla
Subscribe
Bildir
0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments