Pan’ın Labirenti

Loading

Gerçeklerle hayal gücünün iyice karıştırılarak sunulduğu bu animasyon filmde; her şey Ofelia’yla annesinin, yüzbaşı Vidal’in yanına taşınmasıyla başlar. “O benim babam değil” diyerek çoktan kafasında reddettiği insanın yanına, yaşamaya…

İspanya’nın 2. Dünya Savaşı’ndan ötürü adeta kaynayan bir kazana döndüğü, annesinin ani hastalığı ve sözde “babasının” sert tavırlarından bıkan Ofelia; acı gerçeklerden kaçmayı, hayal gücünü bir sığınağa çevirerek başarıyor.

Sizlere filmi anlatmaktan ziyade izlenimlerimi paylaşmak istiyorum. Arzu edenler zaten filmi izleyebilir. Korku ve yalnızlığın insanda bıraktığı hasarları çok başarılı bir şekilde işleyen film, bunlarla baş etme yolunu da hayal gücü olarak seçiyor. Fakat insanın kendini gerçek dünyadan soyutlamasının, hayaller ile yaşamasının, düşlere bağımlı hâle gelmesinin ne gibi sonuçlar yaratabileceği hakkında ufak ipuçları koymayı da ihmal etmiyor. Otoriteye karşı çıkma isteğinin ve bağımsızlık duygusunun sıkça bize hissettirildiği bu filmde, çoğu kişiye göre sonu “izleyiciye bırakılmış” şeklinde değerlendirilse de aslında filmin sonu bence gayet nettir.Her doğaüstü olay Ofelia’nın zihninde yaşananların birer yansımasıdır. Tabii bunların Ofelia’nın zihninde yaşanmış olması, gerçek olmadığı anlamına gelmez. Hangimiz “gerçek nedir” biliyoruz ki…

0 0 votes
Yazıyı Puanla
Subscribe
Bildir
0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments