Son Sözleriyle Besteciler

Loading

Bu yazının konusu, başlıktan da rahatça anlaşılacağı üzere klasik müzikte iz bırakmış bestecilerin son sözlerini ve varsa vasiyetlerini okuyucuya aktarmaktır. Klasik müzik bestecilerinin yazdığı eserler ve melodiler yüzyıllara meydan okumuş ve Bach, Haydn, Vivaldi gibi ustalar günümüz müziğinin de yapı taşlarını yani teknik unsurları kurmuşlardır. Her birinin ayrı bir yeri olan bestecilerin son sözleri ve vasiyetleri de oldukça ilginç. İlginç kavramını burada bazı besteciler için garip olarak kullansam da hepsi için ilgi çekici anlamında kullanıyorum. Toplam 10 bestecinin son sözlerini derledim sizlere. Bu sözleri ünlü klasik müzik sayfası olan Classic FM’den sizler için Türkçe’ye çevirdim. Ayrıca değerli yazar ve müzisyen Aydın Büke’nin Chopin ve Clara kitaplarından da vasiyet örnekleri aldım ve sizler için derledim. Tüm bu derlemelerin Türk okuyucular ve klasik müzik tutkunları için güzel ve ilgi çekici bir kaynak olacağı görüşünü taşıyorum. Umarım siz de yazıyı beğenir ve ilgi çekici bulursunuz. 

1) POLONYA’NIN ŞAİRİ: FREDERİC CHOPİN

Frederic Chopin 1 Mart 1810 tarihinde Polonya’nın Zelazowa Wola köyünde dünyaya gelmiş bir Polonyalı bestecidir. 39 yıllık yaşamına 300’e yakın eser sığdıran Chopin’in hiçbir eseri piyanosuz olmamıştır. Yazdığı çello sonatı, flüt varyasyonları, şarkılar, konçertolar vb. türler hepsi piyanoyu içeren türlerdir. Bu sebeptendir ki Piyanonun Şairi ismini de taşır Frederic Chopin. Son sözleri ise şöyle olmuştur:

” Bu benim son ızdırabım. Daha fazlası yok. ” Bu sözüyle aslında hayatının tam bir özetini aktarır bize Chopin. Ayırca bu sözü Mozart’ın dram dolu Requiem’ini dinlerken söylemesi de olayı daha da dramatik yapar. Öyledir ki Chopin’in hayatı hiçbir bestecinin hayatına benzemez şekilde acı geçmiştir. Bedensel zayıflıkları bir yana mental zayıflıkları da bulunan Chopin, özellikle memleket ve aşk sorunları dolayısıyla genç yaşta çok yıprandı. Chopin’in 3 adet de vasiyeti bulunuyor. Bu vasiyetlerin hepsini ablası Ludwika Chopin’e söyleyen Chopin’in vasiyetlerinden 2 tanesi gerçekleştirilmiştir.

  • Kalbimi Polonya topraklarına gömünüz. (Öldüğünde Fransa, Paris’teydi.)
  • Yayınlamadığım tüm eserlerimi yakıp yok ediniz. (Yerine getirilmeyen vasiyeti budur.)
  • Cenazemde 4 numaralı prelüdümü ve Mozart’ın Requiem’ini çalınız. (Ekstradan 20 numaralı Do Minör, prelüd de çalınmıştır cenazede.)

Bu vasiyetlerin ilki cidden yapılmıştır ve Chopin’in kalbi Polonya hükümeti izniyle Kutsal Haç Kilisesi içerisindeki kutsal mermer kitabenin altında saklanmaktadır. Öyle ki Chopin’in gerçek ölüm sebebini bulmaya çalışan doktorlar Polonya hükümetinden izin istemişlerdir fakat Polonya hükümeti buna izin vermemiştir. Sonrasında ise daha ısrarlı istekler üzerine hükümet ‘kabın dışarısından incelenme’ iznini doktorlara vermiştir. Sonrasında anlaşılacak ki, doğru deyimle daha net anlaşılacak ki, Chopin’in ölüm sebebi tüberküloz ya da halk ağzıyla bilinen ismiyle verem olarak tanımlanmıştır. 2. vasiyet yerine getirilmedi. Ludwika Chopin’in tüm değerli eserlerinin yakılmasını bir suç olarak tanımladı ve bu isteği Chopin dahi söylemiş olsa yerine getirmedi. Ne yazık ki bu vasiyet üzerine bazı notalara sahip olan yayınevleri bazı eserleri yakmıştır ve Ludwika bu eserleri kurtaramamıştır. Son vasiyet yerine getirilmiştir hatta öyledir ki Chopin’in cenazesinde kilise orguyla kendisinin ünlü Do Minör 20 numaralı Prelüd’ü çalınmıştır. Böylece Chopin’in vasiyetleri son bulmuştur. Chopin’in hayatı da bu son acı vasiyetlerle son bulmuştur.

2) BİR DEVRİMCİ: LUDWİG van BEETHOVEN

Beethoven nispeten uzun yaşayan besteciler arasındadır. Bir liderdir ve bir öncüdür kuşkusuz. 1770’in Aralık ayında doğan Beethoven Almanya’nın Bonn kentinde dünyaya gözlerini açtı ve 26 Mart 1827 tarihinde Viyana’da hayata gözlerini yumdu. Son isteklerinii bulmak hayli güç fakat yazmak istediği senfonisinin (10 numaralı senfoni) ve kavuşmak istediği bir aşığının olduğunu biliyoruz. Ölümsüz Sevgili diye akıllarımıza kazınan bu kadının kim olduğu hala bir tartışma konusudur elbet. 57 yıl yaşayan Beethoven hayatı boyunca aşk acılarıyla uğraştı. 500’e yakın eser besteledi. Hiç durmadan melodiler üretti ve hiç durmadan süregelen o skolastik görüşü müzik adına bir bir yıktı. Tüm kuralları yeniden yazdı. Beethoven ölüm yatağındayken son olarak şu cümleleri söyledi:

” Yazık. YAZIK! Artık çok geç! ” Beethoven bu sözü, ölüm yatağındayken son bir kez şarap siparişi vermesinden fakat şarabın zamanında gelmemesinden yakınarak söylemiştir. Beethoven dünyaya geldiği andan beri alkole düşkün birisiydi. Sarhoş olduğu zamanlar sıktır. Bu sebeple son halinin böyle olması ne kadar üzücü olsa da Beethoven için bir klasiktir.

3) SAF GÜZELLİK ABİDESİ: WOLFGANG AMADEUS MOZART

Mozart klasik müzik tarihinin en ilginç kişiliklerinden birisidir. Öyle ki sadece 35 yıllık ömründe 400 üzeri eser yazmıştır. Çok kabadır, pistir. El şakaları ve erotik şakalar yapmaya bayılır! Bu sebeple çoğu orkestradan kovulmuştur. Mozart’ın hayatına çok kısa bakarsak 27 Ocak 1756 tarihinde Salzburg’da doğan o harika dahi, sadece 35 yıl yaşayacak ve 5 Aralık 1791 tarihinde hayata gözlerini yumacaktı. Saraylarda prensler, imparatorlar için daha 4-5 yaşlarında müzik yapmaya başlayan Mozart ilk senfonilerini, sonatlarını, rondolarını daha 10 yaşına gelmeden bestelemişti. Hayatı boyunca onlarca sonat ve senfoni yazacak harikulade konçertolar bırakactı bize. Bu dahinin son sözleri aslında saptaması zor sözler arasındadır. Söyledikten hemen sonra öldüğü söylenir.

” Ölümün tadı dudaklarımın arasında. Bu dünyadan olmayan bir şey olduğunu hissediyorum! ” Mozart, söylediğimiz gibi bu sözleri söylemesinin ardından hayata 35 yaşında vefat etmişti. Neredeyse herkes için yolun yarısı olan o yol, onun sonu olmuştu…

4) KLASİK MÜZİĞİN BABASI: JOHANN SEBASTİAN BACH

Bach hakkında çok bilgiye sahibiz. En çarpıcı olanlardan birisi 2000’e yakın eser yazması fakat günümüze yalnızca 1000 kadarının ulaşmasıdır şüphesiz. Bu 1000 eserin %60’tan fazlasını kantatlar oluşturur. Bach, klavye için yazdığı prelüd ve füglerle klavye tekniğini ve polifoni yapısını, poliritim yapısını geliştirmiş ve kurmuştur. Öyledir ki Bach’ın yazdığı eserler tam bir kaynak rehberdir. O sebepten olacak ki Bach günümüzde klasik müziğin babası olarak anılır. Almanya’nın Eisenach kentinde, 31 Mart 1685 tarihinde dünyaya gelen bu büyük üstad, 28 Temmuz 1750 yılında 65 yaşında arkasında yüzlerce eserle ayrılmıştır dünyadan. Bach’ın ailesinin de oldukça geniş olduğunu, iki kere evlendiğini ve bu iki evlilikten toplamda 21 çocuk dünyaya getirdiğini söylemek oldukça ilginçtir. İlk karısının (Maria Barbara, 7 çocuğunun annesiydi.) ölümü üzerine Re Minör tonunda bir Partita bestelemiştir. Elbet o dönemde doğan çocukların çoğu yetersizliklerden ölmüştür. Büyük başööğretmenin son sözleri şöyledir:

” Benim için asla ağlama. Müziğin doğduğu yere gidiyorum ben! ” Bu sözden de Bach’ın Tanrı inancının ve müziğin idealinin Tanrı katında olduğuna ne denli bağlı olduğunu görebiliriz.

5) SENFONİ TÜRÜNÜN SERSERİSİ: GUSTAV MAHLER

7 Temmuz 1860 tarihinde Bohemya’da doğan ünlü besteci, 18 Mayıs 1911 tarihinde Viyana’da hayata veda etmiştir. Türlü türlü oda müzikleri ve özellikle senfonileri ile öne çıkan Gustav Mahler bestelediği 8. Senfoni ile klasik müzikte çok büyük bir yere sahip olmayı başarmıştır. Besteci, yazdığı eserlerin yanısıra iyi bir müzisyen ve orkestra şefiydi. Son sözleri şöyle olmuştur:

” MOZART! MOZART! ” Bu sözleri karısı yanına sessizce oturduktan sonra aniden bağırarak söylemiştir. Hemen ardından da hayata gözlerini 50 yaşında kapatmıştır.

6) USLANMAZ BİR ROMANTİK: JOHANNES BRAHMS

Johannes Brahms oldukça büyük bir besteci ve büyük bir romantiktir. yazdığı sonatlardan scherzolara, konçertolardan intermezzolara (Clara’nın ölüm ninnisi olarak tanımladığı eserlerdir.) kadar çok türde çok sayıda eser bırakan Johannes Brahms hayatı boyunca aşk acılarıyla uğraşmıştır. Clara’ya duyduğu ve beslediği saygı ve derin sevgiyi asla sonuca ulaştıramamış ve hem dönemin getirdikleri hem de Robert Schumann’a karşı olan saygısından Clara ile asla evlenmemiştir. Yalan olduğu neredeyse kesin olan rivayet Clara’nın çocuklarından birisinin Brahms’tan olduğunu iddia eder fakat bu iddia yalandır. Brahms’ın son sözleri şöyledir:

” Ah bunun tadı harika. Teşekkür ederim! ” O an ne hissettiğini asla bilemeyiz. Brahms’a ikram edilen şarap sonrası söylediği bu sözden sonra besteci ebediyen konuşmayacak ama ebediyen yaşamaya devam edecekti…

7) HIZLI YAŞAMIŞ ve HIZLI ÖLMÜŞ BİR BESTECİ: FELİX MENDELSSOHN BARTHOLDY

Felix Mendelssohn ciddi anlamda çok zengindi. Ailesinden zengin olan Mendelssohn pekçok yeri gezdi gördü ve pekçok deneyim edindi. Ne yazık ki Almanya’nın Hamburg kentinde 3 Şubat 1809 tarihinde doğmuş olan bu özel besteci, 4 Kasım 1847 tarihinde daha 36 yaşında ölmüştür. İtalya’yı gezmiş ve deneyimlerinden yola çıkarak o güzel mi güzel La Majör tonajındaki İtalyan Senfonisi’ni bestelemiştir. Hızlı yaşamış ve hızlı ölmüştür. Hızlı yaşa genç öl! Mendelssohn Robert Schumann, Chopin, Clara Schumann, Franz Liszt gibi isimlerle çok yakındı. Herkes onu severdi. Çok iyi org çalardı ve çok iyi orkestra yönetirdi. Tam bir ‘maestro’ idi. Son sözleri, kendisine nasıl hissetiği sorulunca söylenmiştir:

” Yorgun. Çok yorgun… ”

8) RUSYANIN LİDERİ: SERGEİ RACHMANİNOFF

Sergei Rachmaninoff piyanistlerin korkulu rüyasıdır. Piyano Konçertoları yazılmış en zor piyano eserleri olarak adlandırılır. 3 numaralı Re Minör konçertosunu çalarken hayatını kaybeden piyanist vakaları vardır. Durum öyle bir hal aldı ki: ” Bu eseri kimse çalmamalı. ” denecek seviyeye geldi müzisyenler. Elbet sonrasında anlaşılan oydu ki dünyanın çoğu yerinden eseri çalan ve icra eden piyanistler çıkmaya başladı. Hayatına biraz bakarsak 1 Nisan 1873 tarihinde Rusya’da doğan besteci ömründe virtüözite kavramını Liszt’ten sonra en çok geliştiren bestecilerden birisi oldu ve yüzlerce eser karaladı. Öyle ki Rachmaninoff nispeten daha uzun yaşamış ve 28 Mart 1943 tarihinde 69 yaşında Amerika’da Beverly Hills’te vefat etmiştir. Hayatı boyunca Rusya’sını çok özleyen Rachmaninoff depresyon dönemine girmiş ve depresyondan 2 numaralı dram dolu do minör piyano konçertosu ile kurtulmuş ve herkese isminden söz ettirmişti. 19 yaşında o çok ünlü Do Diyez Minör Prelüd eserini bestelemiştir. Bestecinin son sözleri kayıtlı değilse de kanser olduğunu öğrendikten sonra şu sözleri söylemiştir:

” Benim sevgili ellerim. Elveda benim zavallı ellerim… ”

9) BEETHOVEN AŞIĞI BİR LİED USTASI: FRANZ SCHUBERT

Franz Schubert… Bir erken ölen bestecimiz daha. Erken ölmeleri ne kadar dramatiktir değil mi? Hatta öyledir ki 40 yaşına gelemeden ölen besteciler 40 yaşından sonraki yılları da gören bestecilerden belli bir yıla kadar fazladır. Sonra elbet teknoloji ve haliyle tıpın da gelişmesi üzerine ölüm oranları azalmıştır. Schubert hayatında 20’den fazla piyano sonatının, yüzlerce şarkının, 9 senfoninin ve daha nice eserlerin sahibidir. 8 numaralo senfonisi ‘Tamamlanmamış Senfoni’ olarak bilinmektedir. Öyle ki eser yalnızca 2 bölümden oluşur. Si Minör’ün dramatik tonu Schubert’in mucizesiyle birleşmiştir. 6 Müzikal An yazan Schubert’in yazdığı 8 doğaçlama (Impromptu) da oldukça ünlüdür. Schubert tam bir Beethoven hayranıydı ve eserlerini ona göstermek için can atıyordu. İddia o ki Schubert eserlerini Beethoven’a gösterdi ama Beethoven hiç oralı olmadı ve asla geri dönmedi. Bir başka rivayet de Beethoven’ın Schubert’i tebrik ettiği hatta buluşup onun saçını okşadığı yönündedir. Schubert Beethoven’ın cenazesine ilk katılanlardandır. Schubert, Viyana’da Avusturya’da 31 Ocak 1797 tarihinde doğmuş ve ne yazık ki 19 Kasım 1828 tarihinde hayata gözlerini daha 31 yaşında yummuştur. Schubert’in son sözleri ise şöyledir:

” İşte, işte benim sonum… ” bundan biraz önce çıldırmış bir vaziyette ise şöyle demiştir:

” BURADA YATAN BEETHOVEN DEĞİL! ”

10) CARMEN OPERASININ BÜYÜK SAHİBİ: GEORGES BİZET

Bizet çok az tanınan ve bilinmeyen bir bestecidir. Şimdi Carmen operası ile tanıyoruz diyebilirsiniz fakat ben de size şunu sorarım: ” Başka hangi eserleri güzel? ” Bu durum popüler kültürün de etkisi göz önünde bulundurularak incelenmelidir elbet. Öyle ki Bizet, Fransız besteci o zamanın güzel Fransa’sının güzel Paris’inde 25 Ekim 1838 tarihinde dünyaya gelmiş ve 3 Haziran 1875 tarihinde 36 yaşında hayata gözlerini yummuştur. Yine erken vefat eden bir bestecidir. Yazdığı Carmen operası ile büyük bir ün sağlayan Bizet, aranjeleri ile de tanınır. Eserleri daha çok orkestral ve vokal içindir. Son sözleri şöyledir Bizet’in:

” Soğuk bir ter içerisindeyim. Yoksa bu ölümün teri mi? Bunu babama nasıl söyleyeceksiniz? ”


11 tane daha bestecinin son sözleri için 6 numaralı kaynağa bakabilirsiniz.

KAYNAKÇA:

NOT: Vikipedi verileri yalnızca bestecilerin ölüm ve doğum tarihlerini kontrol etmek için kullanılmıştır.

5 1 vote
Yazıyı Puanla
Subscribe
Bildir
1 Yorum
Eskiler
En Yeniler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments